TÜRKSMD ÖDÜLLERİ: 15. TSMD Mimarlık Ödülleri | Ödül Gecesi | Önceki Dönemler | Kronoloji
TürkSMD Ödülleri
TürkSMD 16. Mimarlık Ödülleri
(2023-2024)
Büyük Ödül
Kaya Arıkoğlu
Yapı Ödülleri
-
Karapınar GES Merkezi Kontrol Binası (Bilgin Mimari Tasarım Ofisi)
-
Çanakkale Belediyesi “Yeşil” Yerel Yönetim ve Kültür Merkezi Binası ve Yakın Çevresinin Düzenlenmesi Projesi (SCRA Mimarlık ve CBN Mimarlık)
-
Sille İlkokulu (Teğet Mimarlık)
Basın Yayın Ödülleri
-
Yedi Yapım Belgeselleri
-
Çizgilerle Modern Türkiye Mimarlığı
Mimarlığa Katkı Ödülleri
-
Sibel Bozdoğan
-
Pelin Derviş
-
Ankara Aks
Jüri Özel Ödülü
-
ODTÜ Mimarlık Bölümü Acil Tasarım Stüdyosu ve ARCH190 Yaz Stajı Ekibi
-
Beyazıt Meydanı (Urbar Kentleşme ve Mimarlık Ofisi)
-
Seddülbahir Kalesi (Arzu Özsavaşçı Mimarlık ve KOOP Mimarlık)
TürkSMD 16. MİMARLIK ÖDÜLLERİ JÜRİ RAPORU
BÜYÜK ÖDÜL
Kaya Arıkoğlu
1973'te ABD'de Maryland Üniversitesi'nden mimarlık diplomasını aldıktan sonra bir yıl Londra'da Colin St. John Wilson Partners Bürosu'nda çalıştı. 1976'da Cornell Üniversitesi'nde Prof. Colin Rowe Stüdyosu'ndan kentsel tasarım yüksek lisansını alırken asistanlık yaptı. Mezuniyet sonrası İstanbul'da Arıkoğlu Assc. Mimarlık Bürosu'nda babası Y. Mimar İlhan Arıkoğlu ile çalıştı. 1979-1988 yılları arasında Maryland Üniversitesi'nde asistan profesör olarak mimari tasarım dersleri verdi. Akademik çalışmalarının yanında Washington'da WKR Inc. Mimari Bürosu'nda birçok proje tasarladı ve uyguladı. 1987'de aynı eyalette kendi bürosunu kurdu. 1991 yılında Uluslararası Semerkant Kentsel Tasarım Yarışması'nda birincilik ödülünü aldı. 1993'te Adana'da Arıkoğlu Arkitekt Mimarlık ve Kentsel Tasarım Bürosu'nu kurdu ve Çukurova Üniversitesi'nde 1998 yılına kadar öğretim görevlisi olarak proje derslerine girdi. Halen kendi bürosunda çalışmalarını sürdürmektedir. Kaya Arıkoğlu, uluslararası birçok konferans verip projeleri ve makaleleri dergilerde yayınlanmıştır.
Öne çıkan işlerinden bazıları:
● Arıkoğlu Plaza Apartmanı
● Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Master Planı
● Mersin Denizcilik Fakültesi
● Fehmi Bindebir İş Merkezi
● Akçura Apartmanı
● Çiçekkent Konutları
● Botros Residans
Kaya Arıkoğlu, 50 yılı aşkın sürede sadece serbest meslek pratiği ile değil, akademik üretimi ile de mimarlık mesleğine katkı sunmuş, mimarlık teorisi ve pratiğini etkileşim halinde tutmayı başarmıştır. Yaşadığı coğrafya ile kurduğu bağ ve mimarlık pratiğini Adana'da sürdürmeyi tercih etmesi, dikkate değer tercihlerdir. Arıkoğlu, mimarlığın temel kavramlarını taviz vermeden, sakin bir yaklaşımla ve abartıdan uzak bir dille ele almıştır. Eserlerinde yerel olan ile kurduğu diyalog, modern mimarlığın ileri sürdüğü fikirleri yapı üzerinden bir uzlaşı zemininde yeniden değerlendirmesine ve kendine özgü bir dille yeniden üretmesine olanak verir. Fonksiyon ile estetiği, yapının tektonik elemanlarını gözeterek birleştirmesinin yanı sıra sadelik ve yalınlık, tasarımın her noktasında esas belirleyici olarak karşımıza çıkmaktadır. Plan kurgusu, cephe dili ve malzeme seçimi dengeli bir bütün oluşturur. Mekân ve mekânı oluşturan elemanlar uç noktalara taşınmadan dingin bir yaklaşımla, kendine benzeyen, özgün bir mimarlık üretimi ortaya çıkartırlar. Bir bütün olarak meslek yaşamı boyunca sergilediği tutarlı duruş, meslek etiği ve değerlerinden taviz vermemesi, yaşadığı şehre ve mimarlık ortamına sunduğu değerli katkılar ve barındırdığı özgünlük nedeniyle TürkSMD 16. Mimarlık Ödüllerinde Büyük Ödül’e layık görülmüştür.
YAPI ÖDÜLLERİ:
Karapınar GES Merkezi Kontrol Binası (Bilgin Mimari Tasarım Ofisi)
Bilgin Mimari Tasarım Ofisi’nin projesi Karapınar Güneş Enerjisi Santrali Merkezi Kontrol Binası, Karacadağ’ın batı eteğinde kurumuş bir göl havzası üzerinde Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santralinin ortasında yola yakın bir konumda bulunuyor. Ekip böylesi mekanik ve yersiz yurtsuz bir konumda, güneş panellerinin sonsuzluğa giden yansımalarından oluşan bir serabın içinde çalışanlar için bir vaha oluşturmayı amaçlamış ve bunu mecazın ötesine taşıyarak bir mimari deneyim olarak kurmayı başarmış.
Kare planlı prizmatik yapı kitlesi, yükseltilmiş çıkma temel çözümüyle, giriş noktasına yönlenen kiremit rengi üçgen platform ile buluştuğu nokta dışında dört bir yanında yerden koparılmış. Eş ölçülerde farklı geçirgenlikte kare metal plakalardan oluşan dört cephesiyle kapalı kitle uzaktan bakıldığında maddesiz ve ölçeğini belli etmiyor. Tıpkı çölde bir vaha gibi yaklaştıkça netleşiyor ve cisimleşiyor. Çift cidarlı cephe sistemi kesiti yapının bütün çevresini dolanan bir ara mekân oluşturuyor. Yaklaşım cephesinin ortasında yer alan aynı malzemeden kayar kapıdan içeri girildiğinde bina, ortasındaki organik planlı avlu dışında tamamen beyaz bir kutuya dönüşüyor ve bir kontrol yapısının steril ortamını sunarak deneyimi yeniden soyutlaştırıyor. Strüktürel sistemin ve detayların oluşturulmasındaki incelikli tutarlılık bu soyutluğu destekliyor. Avlu çevresinde konumlanan ve kimi birbirine akan çalışma ve ortak kullanım mekânlarından bakıldığında cephe bir tül halinde dışarıdaki sahanın algılanmasını olanaklı kılıyor ve iklim etkilerini kontrol ediyor. İç mekânın beyazlığında göze çarpan ve endemik bitkilerden oluşan avlu bahçesinin bir noktasındaki kademelerden arkada Karacadağ görüntüsüne doğru çatıya ulaşılabiliyor. Çatı güneş enerjisi panellerinin sonsuza uzanan sahasını algılamak için bir panorama platformu görevi görüyor ve yoldan başlayan deneyimin tepe noktasını oluşturuyor.
Karapınar Güneş Enerjisi Santrali Merkezi Kontrol Binası teknik bir mekânı ve programı mimari bir deneyim haline getirmede, santralde çalışanlar için kendi içinde bir yaşam alanı oluşturabilmede, özgün yapı tektoniğinde ve sistem detay çözümlerindeki başarısıyla jürimiz tarafından Yapı Ödülüne layık bulunmuştur.
Sille İlkokulu (Teğet Mimarlık)
Günümüzde Konya’nın güneybatı çeperinde bir mahalle olan Sille, Osmanlı döneminde önemli bir Karamanlı Ortodoks nüfusunu barındırmış, varlığı çok daha eskilere dayanan, mimari dokusu mübadele sonrası büyük oranda çözülmüş bir yerleşim. Sille İlkokulu, Selçuklu Belediyesince başlatılan iyileştirme çalışmalarını yürüten Teğet Mimarlık’ın buradaki projelerinden birisi. Aynı arazide geçmişte var olmuş ve varlığı sadece birkaç fotoğraftan bilinen, U planlı, iki kademeli bir han yapısına kitlesel ve tektonik anlamda benzetim kuran ve başka bir işlev için uyarlayan proje koruma açısından tetikleyici bir yaklaşımı mimarlık gündemine taşıyor.
Eski avlulu yapının kapalı taş duvar çeperi ve avluya farklı kotlarda açık ahşap revakları, bugünün yapısal kodları içinde yeniden yorumlanarak ve aynı malzemelerle üretilerek küçük ölçekli, tip ilkokullardan farklı ve yere özgü bir yapı üretilmiş. Okul, özellikle dere boyundan ve eski köprü hizasından bakıldığında araziye kademeli oturumu ile eski yerleşimin yapısal hafızasından bir parçayı yeniden oluşturmayı başarıyor. Okulda Silleli öğrenciler yerleşimin geçmiş bir mekân kurgusunu ve ölçeğini yeni bir tektonik içinde deneyimliyorlar. Ana toplanma alanı iç avlunun çeperindeki kademeli cam cephe ve boyunca uzanan ahşap dalgalı oturma yerleri, sınıfların önünde kaliteli bir teneffüs yerini tarifliyor. Tek kol halinde üst katın açık cephesi ise Sille’nin geniş görüntülerini içeriyor. Sınıflar ferah ve ahşap kirişlerin verdiği sıcaklık hissiyle konforlu. Okul mekânı açık oyun alanları ve kademe altı servislerle bir yan parsele de uzanıyor.
Sille İlkokulu tarihi bir yerleşim ölçeğinde mimari benzetim, tektonik ve işlev uyarlamasındaki başarısı, yerel nüfus yararına hafızayı koruma amacına incelikli ve basit bir şekilde ulaşmış iyi bir çağdaş mimari yorum olması ile jürimiz tarafından Yapı Ödülüne layık bulunmuştur.
Çanakkale Belediyesi “Yeşil” Yerel Yönetim ve Kültür Merkezi Binası ve Yakın Çevresinin Düzenlenmesi Projesi (SCRA Mimarlık ve CBN Mimarlık)
Şehirlerarası otobüs garının yeni yerine taşınmasıyla oluşan kentsel alanın diyagonali boyunca uzanarak yerleşen Çanakkale Belediye Binası bu yerleşme biçimiyle kendisinin yanısıra içinde bulunacağı meydanı da üreterek gerçek anlamda kentsel ölçeğin kurucu mimarlık nesnesine dönüşmüş haliyle gerçek bir kamusal yapı niteliğine sahip. Çevre yollarıyla hemzemin büyük meydanın ve bu büyük meydan içinde yer alan küçük çökertilmiş meydanın yanısıra yapının içinden geçen sokaklarıyla yapının kamusal niteliği daha da belirgin hale geliyor. Belediye başkanlığı yapısının işlevsel çözümü, meclis binasının meydana yönelimi, nikah salonunun kendi kalabalığını kontrol edebilen çökertilmiş meydan bağlantısı, çok amaçlı salonun izleyici, sanatçı, malzeme giriş çıkışlarının araç ve yaya bağlantıları gibi çok çeşitli işlevsel gerekliliklerin iyi kurgulanmış olması kullanışlı bir yapı ortaya çıkarıyor. Hemen bitişiğindeki benzin istasyonuyla olan ilişkisi ve inşai detaylarında eleştirilebilir noktalar olmakla birlikte, kütle etkisi, kamusal jestleri ve işlevsel çözümlere ilişkin taşıdığı olumlu nitelikler üzerinden Çanakkale Belediyesi “Yeşil” Yerel Yönetim ve Kültür Merkezi Binası ve Yakın Çevresinin Düzenlenmesi Projesi Yapı Ödülüne değer bulunmuştur.
BASIN / YAYIN ÖDÜLLERİ:
Yedi Yapım Belgeselleri
Yedi Yapım, mimarlığa odaklanan belgeselleriyle, yapıları, kent dokusunu ve mimarların yaşam alanlarını toplumsal hafızaya kazandırma konusundaki çabalarıyla öne çıkmıştır. "Hafıza Durakları", "İstanbul Apartmanları", "Ankara Apartmanları", "Mimarların Evleri" ve "Ege Evleri" gibi belgeselleri, Türkiye’nin mimari mirasının önemli unsurlarını hem profesyonellere hem de daha geniş bir izleyici kitlesine tanıtarak mimarlık kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır.
Yedi Yapım, görsel medya aracılığıyla mimarlık ve kent kültürünü etkili bir şekilde işleyip, toplumun bu konulardaki farkındalığını artırmakta önemli bir rol üstlenmiştir. Televizyon yayınları yoluyla geniş kitlelere ulaşan bu belgeseller, Türkiye'nin zengin mimari dokusunu ve mimarlarının yaşam alanlarını geleceğe taşımak açısından değerli bir katkı sunmaktadır.
Bu titiz ve özenli çalışmaları nedeniyle Yedi Yapım, Basın Yayın Ödülü'ne değer bulunmuştur.
Çizgilerle Modern Türkiye Mimarlığı Kitap Serisi
VitrA ve Arkitera işbirliğiyle Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak hazırlanan "Çizgilerle Modern Türkiye Mimarlığı" serisi, modern Türkiye’nin inşa sürecinde önemli rol oynayan mimar ve yapıların hikayelerini, yenilikçi bir yaklaşımla, grafik romanlar ve animasyonlar aracılığıyla ele almaktadır.
Bu proje, mimarlık tarihi yazımına yenilikçi bir bakış sunmakta ve mimarlıkla ilgilenmeyen daha geniş bir kitleye de ulaşmayı sağlamaktadır. Grafik roman formatı, mimarlık ve yapıların sadece teknik yönleri değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bağlamlarını da hikaye bazlı anlatımla öne çıkararak, mimarlık mirasının daha erişilebilir ve anlaşılır olmasını sağlamaktadır.
Seri, mimarlıkla ilgili yeni bir iletişim dili yaratırken mimarlık tarihinde önemli yer tutan yapılar ile mimarların mesleki yaşamlarındaki dönüm noktalarını hikayeleştirmektedir. Böylelikle mesleğin daha geniş çevrelerde tartışılmasına katkı sağlamaktadır.
VitrA Mimar İlişkileri Ekibi ve Arkitera Mimarlık Merkezi’nin koordinasyonunda,
Çizerler: Onur Kutluoğlu, Bahadır Yazıcı ve Kayahan Kaya,
Yazarlar: Cem Dedekargınoğlu, Umut Şumnu
Animasyon: Kayahan Kaya, Ahmet Aslan
Müzik: Azevzir
tarafından yürütülen bu projenin, yeni bir diyalog yaratacağı ve modern Türkiye mimarlığına dair önemli bir bellek oluşturacağı açıktır. Jüri olarak, mimarlık anlatımında yenilikçi ve yaratıcı bir yol izleyerek mimarlığın farklı kesimlere de ulaşmasına sağladığı katkı nedeniyle "Çizgilerle Modern Türkiye Mimarlığı" serisi Basın Yayın Ödülü'ne değer bulunmuştur.
MİMARLIĞA KATKI ÖDÜLLERİ:
Sibel Bozdoğan
Mimarlık tarihçisi Sibel Bozdoğan, Türkiye cumhuriyet dönemi mimarlığını yayınları ile uluslararası mimarlık söylemine taşıyarak önemli etki yaratmış üst düzey tanınırlığa sahip saygın bir akademisyendir. ODTÜ’den sonra MIT ve Harvard gibi önemli kurumlarda öğretim üyeliği yapmış, modern Türkiye mimarlığının daha geniş uluslararası çerçevelerin içinde çalışma konusu olarak yaygınlaşmasında da büyük pay sahibi olmuştur.
Sibel Bozdoğan, mimarlık pratik ortamına, modern mimarlık kuram ve tarih yazılarıyla 1980’lerden itibaren katkı vermeye başlamış, sonraki yıllarda kendi uzmanlık alanında kimileri çok yazarlı olarak gerçekleştirdiği ve referans kitap haline gelmiş yayınların yanında danışmanlık yaptığı sergiler ve jüri üyelikleri ile de katkısını sürdürmüştür. TSMD bağlamında en son Esra Akcan ile yazdıkları Modern Architectures in History serisinin Türkiye kitabı ülkemiz mimari pratik ve söylemlerini uluslararası düzleme taşıması ve karşılaştırılabilir kılması açısından önemlidir. 2020-2022 dönemi Ağa Han ödül komitesi üyeliği de kendisinin farklı mimarlık pratikleri konusunda akademik yetkinliğinin bir başka göstergesidir.
Türkiye cumhuriyet dönemi mimarlık tarihinin duayenlerinden Sibel Bozdoğan mimarlık mesleğine katkılarıyla jürimiz tarafından ödüle layık görülmüştür.
Pelin Derviş
Mimarlık, geniş bir yayılmaya ve bu yayılma üzerinden de alabildiğine farklı etkinliklere, etkilenmelere ve etkilere sahip. Yayıncılık da bunlardan biri; mimarlık yayınları hem yakın çevrede hem de uzak çevrede olanların farkında olmak için çok önemli bir kaynak. Mimarlık kitapları da bunların içinde en kalıcı olanları. Digital ortamda ‘herşey’ olsa da “kitaplardan kurtulacağınızı sanmayın” diyen Umberto Eco haklı; kitap -hâlâ- ayrıcalığını koruyor. Pelin Derviş genellikle yanı başımızda duran kişiler ve şeylerle ilgili yayına hazırladığı kitaplarıyla ‘mimarlık kütüphanesi’nin çok önemli destekçilerinden biri. Konu “Düşünme ve Görselleştirme Aracı Olarak Türkiye’de Maket” olduğunda da, “Engelli Bir Mühendisin Engel Tanımayan Yaşamı” olduğunda da aynı titizlik ve ayrıntı zenginliğiyle geliştirdiği yayınları herşeyin kolaylıkla alaşağı edilip unutmanın kucağına atıldığı bir ülkede ‘mimarlığın hafıza kayıtları’ olarak çok değerli bulunmuş ve bütün değerli işlerin ancak bir tür adanmışlıkla yapılabileceğini mimarlık yayınlarıyla da gösterdiği için jüri tarafından Mimarlığa Katkı Dalı’nda ödüle değer bulunmuştur.
Ankara Aks
“Sürdürün ve yarınları düşünerek hep birlikte üretin. Bu birliktelik tasarımın her alanındaki aktörlerin çok sesliliğidir. Bu aktörler şüphesiz ki mekâna tüm ölçeklerde dokunan kişilerdir. Çok seslilik çeşitlilik getirir. Geleceğin mekânlarını bu çeşitliliğin uyumu ve kolektifliği şekillendirecektir”. Tasarım disiplinlerini ortak zeminde buluşturarak kentin geleceği için bütüncül ve kapsayıcı çözümler üretmeyi hedefleyen, işbirliği ilkesine dayalı odak projelerle kent hakkını savunan, adını Başkent Ankara’nın modern kurgusunu yansıtan Jansen Planı’ndaki gelişim aksı Atatürk Bulvarı’ndan alan ve kendisini bir “Ankara işi” olarak niteleyen yaratıcı bir kolektif. Faaliyetlerinde dirençli ve sürdürülebilir kalkınma için yerel kültürün dönüştürücü rolüne odaklanan sosyal girişim, yaşanabilir kentler ve kapsayıcı yaklaşımlara ilişkin ürettiği projelerle jüri tarafından Mimarlığa Katkı Dalı’nda ödüle değer bulunmuştur.
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLLERİ:
ODTÜ Mimarlık Bölümü Acil Tasarım Stüdyosu ve ARCH190 Yaz Stajı Ekibi
ODTÜ Acil Tasarım Stüdyosu, Şubat 2023 depremleri sonrasında deprem bölgesine yönelik acil ve geçici mekânsal çözümler üretmek amacıyla oluşturulan gönüllü bir öğrenci inisiyatifidir. Depremlerden bir hafta sonra kurulan bu stüdyoda gerçekleştirilen projede; tasarım, üretim, finans, lojistik ve kurulum aşamaları ulusal ve uluslararası paydaşlarla eşzamanlı yürütülmüş ve afet sonrası geçici barınmaya yönelik üretilen üniteler deprem bölgesine (Hatay'a) taşınarak kurulmuştur.
Acil durumlar karşısında bir refleks olarak ortaya çıkmış olan bu tür inisiyatiflerin her ne kadar aciliyet geçtikten sonra yok olmaları doğal olsa da ODTÜ Acil Tasarım Stüdyosu'nun bu aktivitesi bir tasarım stüdyosu olarak devam etmektedir.
Ulusal ve Uluslararası düzeyde kolektif çalışma, yardımlaşma ve dayanışma platformu örneği olan bu öğrenci inisiyatifinin, başarılı bir proje yönetimi sergileyerek mimarlık eğitiminde afet sonrası mekân üretimi gibi sosyal konulara dikkat çekmesi, aktif dayanışmalar ve inisiyatifler için önemli bir örnek olması sebebiyle ODTÜ Mimarlık Bölümü Acil Tasarım Stüdyosu ve ARCH 190 Yaz Stajı Ekibi Jüri Özel Ödülüne layık bulunmuştur.
Beyazıt Meydanı - UrbAr Kentleşme ve Mimarlık Ofisi
Bu ülkede kentsel ölçekteki mimarlık uygulamaları hep uzun sürer ama en uzun süreni Beyazıt Meydanı olmalı; içinde barındırdığı yapıları ve anılarıyla neredeyse Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin zamansal ve mekânsal arakesitinde, her ikisinin de izlerini taşıyan bu kentsel mekân sadece kentsel ölçekte değil, ülkesel ölçekte de çok özel bir ‘yer’. Sedad Hakkı Eldem ve Turgut Cansever gibi iki önemli mimarın birbirine zıt dünya görüşleri doğrultusundaki tasarımları üzerinden sürdürdükleri ve zaman zaman başka tasarımcıların da katıldıkları tartışmaları da eklersek iyice kendine has bir yerden söz ediyor oluruz... Bu kadar özel bir mekânı burada olmuş olanların izlerini koruyarak ve tasarımı bir “superpozisyon projesi”ne dönüştürerek gerçekleştiren öneri Cansever’den çok Eldem izleğiyle cami, medrese ve üniversite kapısını eşitlikçi bir anlayışla ele alırken Cansever’in kapı önündeki merdivenlerini de koruyarak kendisi kadar kendisinden önce yapılmış olan şeylerin değerini de anlamamızı sağlıyor. Küllük Kahvesi’nin -bile- unutulmadığı bir yerde Turan Emeksiz Anıtı da -projesinde gösterildiği gibi- olması gereken yere geldiğinde meydan tamamlanmış olacak… Daha önce yapılmış olanları korumasının yanısıra malzeme, detay tercihleri ve Gülten Akın’ın “ah, kimselerin vakti yok durup bu ince şeyleri anlamaya” uyarısıyla üretilmiş merdivenleri, rampaları, platformlarıyla kendini oluştururken çevresine açılışıyla da bütünlüklü görünen meydan insanlar varken de yokken de gerektiği kadar ‘doluluk’la gerektiği kadar ‘boşluk’ üretebiliyor; üniversite bir gün isyankâr huyunu hatırlarsa protestolar için bile yer var… Olabildiğince kısaltılmış bir açıklamayla belirtmeye çalıştığımız özellikleri nedeniyle bu yetkin tasarım -yapı olarak tanımlanması mümkün olmadığı için- Jüri Özel Ödülüne değer bulunmuştur.
Seddülbahir Kalesi - Arzu Özsavaşçı Mimarlık ve Koop Mimarlık
18 Mart 2023 tarihinde restorasyon uygulaması sona ererek ziyarete açılan Seddülbahir Kalesi, 25 yıl süren uzun ve zorlu bir çalışmanın sonucu olarak, ülkemizde benzerine az rastlanır bir başarı öyküsüdür.
Çok paydaşlı ve uzun soluklu yürütülen bu süreç içinde, kalenin yeniden işlevlendirilmesi amacıyla 2016 yılında açılan davetli yarışma sonucunda KOOP Mimarlık ve Müze Sergi İşleri ortaklığında yapılan proje seçilmiştir. Bu proje çerçevesinde hazırlanan yeniden kullanım projesi;
● Yıkılan Bab-ı Kebir'in yeniden canlandırılması,
● Yeni müze binasının tasarlanması,
● Kale önündeki meydanın yeniden projelendirilmesi,
● Meydandaki ilkokulun yeniden değerlendirilmesi,
● Tarihi mekanlara yeni işlevler kazandırılması,
● Çevre düzenlemesi kapsamında kale bütününde engelli ziyaretçiler için de rotalar ve uygun mimari çözümler üretilmesi ve yürüyüş yolları ile erişilebilir alanlar arasında güzergahlar oluşturulması
gibi başlıklar üzerine özenle durmuştur. Mimari müellifliği Koop Mimarlık ve Arzu Özsavaşçı Mimarlık’a ait olan yeniden kullanım mimari projesi ve restorasyon projesi çeşitli revizyonlarla uygulanmıştır.
Proje genelinde, mevcut yapı ve izler ile yeni program ögeleri arasında dengeli bir ilişki kurulmaya çalışılmış; izler aynı biçimi ve orijinal malzemesiyle yeniden üretilmek yerine soyut tamamlama önerileri getirilerek, hem geçmişin varlığı hem de yeni elemanların okunaklı bir bütün oluşturması sağlanmıştır. Yeni program unsurlarının alan içinde oluşturduğu mekânsal nitelikler, kullanılan malzeme ve detaylardaki özen, mimari koruma örnekleri içinde kendini çok öne çıkarmadan uyumlu bir değerlendirmeyi mümkün kılmakta ve kalenin kültürel-tarihi mirasını korumak ve geleceğe taşımak noktasında önemli bir katkı oluşturmaktadır. Bu bağlamda, hem çok katmanlı yapısı hem de mimarlığın temel değerlerinden uzaklaşmadan getirdiği mütevazı duruş ve duyarlılıklar nedeniyle 16. TürkSMD Mimarlık Ödülleri Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmüştür.
Türk Serbest Mimarlar Derneği (TürkSMD) tarafından iki yılda bir verilen Mimarlık Ödülleri’nin bu dönem sahipleri belli oldu.
2023– 2024 Dönemi 16. Mimarlık Ödülleri’nde; Jüri başkanlığını Prof. Dr. Namık Erkal üstlenirken, diğer jüri üyeleri Sinan Erbuğ, Orçun Ersan, Dr. Heves Beşeli Özkoç, Nevzat Sayın, Semra Teber Yener, Ekin Çoban Turhan ve Gül Güven'den oluşmuştur.
Bien ana sponsorluğunda, Şişecam Gold sponsorluğunda, Zivella Silver sponsorluğunda ve Altınbölme İletişim sponsorluğunda 4 Ekim'de Ankara Sheraton Otel'de düzenlenen ödül töreninde, Büyük Ödül, Basın-Yayın Ödülü, Mimarlığa Katkı Ödülü, Yapı Ödülü ve Jüri Özel Ödülü kategorilerinde 5 dalda ödül sahiplerini buldu.
Türk Serbest Mimarlar Derneği Ödülleri, mimarlık mesleğine ve kültürüne katkı koyan mimarları, kurumları ve yapıları 1992 yılından bu yana ödüllendirmektedir.
İki yılda bir düzenlenen TürkSMD Mimarlık Ödülleri, Büyük Ödül, Yapı Ödülü, Mimarlığa Katkı Ödülü, Basın-Yayın Ödülü ve Jüri Özel Ödülü olmak üzere 5 dalda verilmektedir.